GÖNÜL (HEARTSONG -2022)

HALK EFSANESİNDEN SİNEMASAL ESİNTİLER: PİROZ VE SÜMBÜL AŞKI!


KONU: Kemane çalan Piroz, erkek kardeşleriyle beraber köy köy gezerek düğünlerde ve cenazelerde çalıp söylemektedir. Piroz, bir düğünden önce Sümbül adındaki geline sevdalanır. Sümbül de Piroz'a ilk görüşte âşık olur. Sadece kendilerinin bildiğini sandıkları aynı şarkıyı birlikte söylemeye başlarlar. Düğün ise iki aile arasında çıkan trajik bir kavgayla sona erer. Sümbül artık istenmeyen bir gelindir ve öldürülmesi gerekmektedir. Piroz, sevdiğini korumak için mücadeleye girişince köylüleri onun en büyük destekçisi olur.


FİLM FRAGMANI İÇİN TIKLA!


Açıkçası filmin iyi yada kötü olduğunu söylemek için ciddi bir sinema bilgisine sahip olmak ve her açıdan ele almak gerekir. Neredeyse %80 izleyici “ulan bu film ne anlattı şimdi? Bu göçebeler kim? Tarih yer ve zaman ne?” diyordur zaten.  Çünkü alışık ve aşina olmadığımız bir topluluk, senaryo, mekan ve karakter tasviri var. Fakat seyircisini kendi seçen, her izleyenin manasını bulamayacağı, içinde kaybolamayacağı özgün bir film bana kalırsa. Filmde bahsi geçen topluluk araştırdığım üzere Poşalar, başka bir tabirle Lom’lar olarak bilenen romanlarmış ve onlar gibi göçebe yaşıyorlar. Konusu her ne kadar farklı olsa da Emir Kusturica’nın Çingeneler Zamanı filminden aldığımız o çingene yaşam tarzından tanıdık geliyor. Müzikler, o özgün, renkli kıyafetler ve neşeli halleriyle… Tıpkı Tony Gaflit’in filmlerinde de aldığımız o sıcak hava gibiFilmde çalınan her parçanın tınısına kaptırıyorsunuz kendinizi. Ben şahsen hem aşırı eğlendim hem sıcacık hissettim.  

Filmin çekimleri Antalya’da gerçekleşmiş. Fakat bahsi geçen mekanlar ise Erzurum şivesini karakterlerde de yer yer gördüğümüz Doğu taraflarıdır. Karakter demişken de herkesin döktürdüğü gerçeğini es geçmeyelim. Tam bir oyunculuk şöleni.. basit ama gerçekçi. Bazı karakterlerin gerçek olduğuna inanırsınız ya o hissi sonuna kadar yaşattılar. Hazar’ın deli dolu bir gelin olduğu, Erkan’ın Piroz olduğu, Bülent Emin’in Mirze, Selim’in Kalender ve “Şevval Sam”ı tırnaklıyorum çünkü belli bir sahneye kadar asla o olduğunu fark edemediğim muhteşem bir değişimi var. Oda tam bir asi, çığırtkan, özgür çingene kadın profilini yansıtıyor. Oyunculuk egosu yok, güzellik kaygısı yok... Herkes rolü yeterince özütmüş...

Her neyse dönelim Poşalara, kim bu Poşalar? Ve Türkiye'de nerede yaşayıp hangi dili konuşuyorlar? VİKİPEDİ'de onlar hakkında küçük bir paragraf alıntıladım. Sıkılmadan okuyun... Faydalı!

Alıntı: Poşalar yani Lomlar ErmenistanGürcistanTürkiye ve az da olsa Azerbaycan'da belli bölgelere dağılmış olan 11. yüzyılda Hindistan'dan ayrılmış ve batıya doğru göç etmiş Rom halklarının etnolojik yapısını oluşturan bir halk zaten. Lomlar genelde tüm Roman halkları gibi bulundukları coğrafya ve ülkelerin dillerini konuşurlar. Günümüzde Ermenistan'da Lomca yani Lomavren dili belli bir düzeyde varlığını korumuș olmasına karşın, Türkiye'de yaşayan Poşalar sadece Lomca kelime haznesi ile Türkçe konuşurlar. (Keza filmimiz de de öyle, son sahnedeki Kürtçe ise yine bulundukları yerle ilgili diye düşünüyorum.) Gürcistan'da TiflisKutaisiAhılkelek ve Ahıska şehirlerinde, Ermenistan'da Erivan'ın ilçelerinde yoğun olarak yaşarlar. Türkiye'de ise ArtvinErzurumSivasArdahanErzincan gibi Kuzey Doğu Anadolu illeri Lom nüfusun ağırlıklı olarak yaşadıkları şehirlerin başında gelir. 

Zamandan söz edelim biraz. Film hangi dönemde, hangi yılda geçiyor dersek? Tam net bir tarih bilinmiyor ama kıyafetlerden yola çıkarsak sanırım 70-80’li yıllardan söz ediliyor

Peki ne anlatıyor? Kemane çalan Piroz, erkek kardeşleriyle beraber köy köy gezerek düğünlerde ve cenazelerde çalıp söylemektedir. Piroz, bir düğünden önce Sümbül adındaki geline sevdalanır. Sümbül de Piroz'a ilk görüşte âşık olur. Sadece kendilerinin bildiğini sandıkları aynı şarkıyı birlikte söylemeye başlarlar. Düğün ise iki aile arasında çıkan trajik bir kavgayla sona erer. Sümbül artık istenmeyen bir gelindir ve öldürülmesi gerekmektedir. Piroz, sevdiğini korumak için mücadeleye girişince köylüleri onun en büyük destekçisi olur. Sümbül'ü kaçıran Piroz, onu kendi göçebe köyüne götürür. Sümbül'ün ailesi bu duruma kabullenmez ve silahlanıp onun peşine düşer. Piroz ise vazgeçmemeye kararlıdır. Zamanında benzer sorunlar yaşamış olan babası Mirze, Piroz'u destekler. Seymen Ağa, Piroz ve Sümbül'ü yakalamak üzereyken köylüler tüm eşyalarını da yanlarına alıp büyük bir nehri aşarak koca köyü uzakta bir yere taşırlar. Oğlunun, sevdiği kadınla mutlu bir şekilde yaşayacağından emin olan Mirze ise arkada kalarak kötü adamlara karşı koyar. Bir halk hikayesi kadar masalsı olan bu aşk hikayesi Romeo ve Juliet’e de saygı duruşunda bulunuyor. (Kalender, Bekareti bozulduğu için töre kurallarınca öldürülmesi beklenen ve ağıra kapatılan Sümbül'ü Piroz'a kavuşturmak için Sümbül'ü ölü gösteriyor ve ağırdan gerçekçi bir cenazeyle çıkmasını sağlıyor. Tabi senarist Shakespeare kadar dramatik davranmayıp daha filmin ortalarında sevenleri kavuşturuyor.  Fakat Shakespeare finalde; Herşeyden bir haber olan Romeo'yu ölü sandığı Juliet'in yanında intihar ettirmişti. Ulan Shakespera baba! Final demişken Gönül (2022) filmi dramatik finaliyle bir müzikal yaratıyor adeta. Kürtçe söylenen o kısa parçayla gönülleri fethediyor. 



Seyran,
Kurban
Çıkar ayakkabılarını (sole peqê)
Hadi Odaya gidelim (em herin ode)
Çıkar ayakkabılarını (sole peqê)
Odaya gidelim ( em herin ode)
Dediğim gibi (mîn go)
Benzer Seyran'ın göğsü (Singu berê Seyran )
Kar çeşmesine düşen gölgeye (mala behika berfe)
Oda soğuk (Sare Ode)
Deli yüreklim (Dîne eman)
Yedi yıldır bekliyorum seni (Heft benda teme)
Deli yüreklim >2×

Romanların çoğunun bağlı olduğu bir din olmaması gibi filmimizde Poşalarında bir dini olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü filmde dini argümanlara yalnızca Sümbül’ün Doğu kültürüne sahip olan ailesinin töre kurallarında görebiliyoruz. Fakat Piroz ve halkı Sümbül’ün bekaretinin bozulmasını dert etmeyip onu istemeye gitmişlerdi. Örf, adet ve ahlak anlayışlarının çok farklı olduğu belli. 

Müzikleri, mekanı ve karakterleriyle seyir keyfini arşa çıkardığım ve çok eğlendiğim sıcacık bir film olmuş. Yeniden izleyip eksiklerine bakacağım. İlk izlemem çok önyargısızdı fakat 2.izleyişim daha eleştirel olacaktır. 


Youtube kullanıcılarından birinin yaptığı güzel bir tespitle yazıyı sonlandırıyorum. 


“filmde sümbül'ün göçebeler dışındayken deli gibi gösterilmesi ve göçebelerin arasına geldiğinde topluluktaki her hangi birisi kadar normal olması ile bir insanın ruhunun ait olmadığı yerde ucube olarak algılanacağı anlatılmış.”


KAYNAKÇA: VİKİPEDİ, FİLMELEŞTİRİ.COM 


 

Yorumlar

Popüler Yayınlar