İNTERNET TV







SIFIR BİR'DEN DİP'E!



İnternet dizileri neden çok tutuyor? Ya da tutuyor mu? İnternet dizilerinin ayrıcalığı ne? Neden internet dizileri Tv de yayınlanmıyor? İlk internet dizisi hangisi? Bu diziler nasıl para kazanıyor? Başlıklı soruların cevabını birazcık araştırmış olabilirim. Okuyunca bende şaşırmıştım ama ilk internet dizimiz 1 Haziran 2016’dan bu yana yayınlanan Adana S1F1R B1R dizisiymiş! Adamlar işi ilk kendi başlarına yapıyorlar ki büyük cesaret! Ardından BluTv teklifiyle 2.sezondan başlayarak İnternet dizisi haline geliyorlar. Helal be!
Ama resmi olarak ilk dizimiz Masum.Ne yalan söyleyeyim başlar da bir ilk internet dizisi Fi yazacak diye çok bekledim. Beni en çok içine çeken o olduğu için böyle düşünmüşte olabilirim elbette.



Fi’yi tutkuyla izlediğimi ve beğendiğimi söylemeden de edemeyeceğim. Bir Can Manay’ımız var ne siz sorun ne de ben söyleyeyim deyip çenemi tutamadan birkaç bir şeyden bahsedeceğim. İnsan psikolojisini bu kadar iyi analiz eden, onların zaaflarını, tutkularını, bencilliklerini, öfkelerini, hırslarını, tacizlerini, saplantı hallerini, manipüle edilmiş benliklerle anlatan müthiş bir seri. Fonda Can Manay’ın sesiyle başlayan sözler bazen tüyler ürpertici, bazen gerçeğe gerçekten daha yakın, bazen acı…

Ama hayatın tam içinden ve sesli, içimizdeki sesten daha yakın ve oldukça sesli. Sarsıcı bir yapıtın bendeki izlerini şimdi es geçip asıl konumuza dönelim.



Türk dizileri ne halde? Nereden nereye geldi? Sinemamız iyileşiyor mu? Tiyatrocularla başlayan sinema dönemimizi düşünürsek mesela; “Nayır, Nolamaz!” replikleri, Cüneyt Arkın’ın 40 kurşuna rağmen ayakta duruşu, zengin kız fakir oğlan aşkının imkansızlığı, o hep dönen ama esas karakterlerin hiç duymadığı entrikaları, İyi-kötü karakterlerin abartısı, süslü, ağır ve gerçek hayatla hiçbir ilgisi olmayan tiyatral tepkileri günümüz sinemasında ufak ufak sildik sanki.

Türk Sinemasına ciddi bir eleştiri yapamayız. Bu büyük haksızlık olur. 70-80’li yıllarda Ertem Eğilmez (Hababam Sınıfı), Atıf Yılmaz (Al Yazmalım), Zeki Ökten ( Kapıcılar Kralı) 90’lı ve 2000’li yıllarda Yavuz Turgul (Eşkıya), Nuri Bilge Ceylan (Kış Uykusu),  Zeki Demirkubuz (Masumiyet) benzeri özgün yapıtlarımızın sayısı oldukça fazla. Kemal Sunal, Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen ile büyümüş nesiller olarak oldukça şanslıyız. Peki sinema da mevzu sadece çekiyor olmak mı? “Elbette değil!” dediğinizi duyuyorum. Kesinlikle! Senaryo, mekan, kadraj, çekim açıları ve olmazsa olmaz ışık. Bu kadar başlık varken sadece çekiyor olmak, ekipmanı tamamlayıp “evet bu iş oldu” diyen yönetmenlerin sinemaya katamadığı görsellik ve duygusuzluktan başka bir şey değil. Büyük kayıp!



Sorun; Gelen, gideni aratıyor mu? Sanırım biraz aratıyor. Kaliteli ve özgün yapıtlarımız bir elin parmaklarını geçmiyor. Dizilerimiz birbirlerinin aynısı, bazıları dış ülkelerden uyarlama, bazıları duyguyu veremeyecek kadar hissiz…



Küçük bir örnekle açıklamak daha yerinde!

“Kiralık Aşk” benzeri dizilere çok rastlamıyor muyuz sizce?

İdealist, yalnız ve zengin esas adam, hayatta hep sıkıntıları olan orta sınıf, saf, doğal ve elbette güzel esas kız. Karakterler aynı, hayatlar hep tesadüfler üzerine, ortada hep söylenemeyen ve uzadıkça uzayan sırlar, esas adama aşık olan kötü kadınlar. Bu noktada Kiralık Aşk’ı ilk olarak örnek veriyor olmamın sebebi sanırım onu diğerlerinden biraz ayıran, oyunculukları! Barış Arduç oyunculuğu benim için güçlü bir oyunculuk. Keza Barış dışında dizinin kendine özgü tarzları da var. Müzik, bir filmin olmazsa olması, Aklınıza çaldığı anda filmi getiren! Tutkunun komediyle harmanlanan tatlılığını hissettiriyor. Tam ailecek oturulup izlenecek ama arada çocukların gözlerini kapatacak formatta sıcak bir film. Hislerin gerçekten seyirciye her anlamda geçtiği müthiş doyurucu sahneler!

Ve evet seri üretim halinde birbirinin kopyası olan Ateş Böceği, Çilek Kokusu, Kiraz Mevsimi, Aşk Laftan Anlamaz, Erkenci Kuş benzeri yapıtlar. Fikir aynı, oyunculuklar farklı. Tanıdık ama çıkaramadık tarzı niteliksiz bir sürü film. Sert bir eleştiri oldu kabul ediyorum. “Sen hiç izlemiyor musun” sorusunu sorduğunuzu da biliyorum. İzliyorum elbette, izliyor olmasam eleştirme hakkımı kendimde bulur muyum? Bulmam herhalde.



Tamam tamam! Her neyse konumuz İnternet Dizileri, oradan devam edelim.



Peki internet dizileri tutuyor mu? İlgiye bakılırsa oldukça tutuyor. RTÜK yasalarının Tv dizilerine getirdiği kısıtlamaları düşünürsek İnternet dizilerinde sağlanan geniş alanlar yaratıcılığımızı artırıyor.  Birçok şeyi rahat rahat yayınlıyor olmanın avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. Sadık Murat Kolhan’ın da dediği gibi “Gücün bedelleri var”. Ama o bunu bilmiyormuş. Neyse kafam yine Fi’ye kayıyor.

İnternet dizilerindeki en büyük dezavantaj, sponsor olan firmaların reklamlarının sık sık aralara giriyor olması, seyirciye film arasına girmiş reklam hissi uyandırıyor. Parayı nereden kazanıyorlar sorusunun cevabı böylece veriliyor sanki. Bunun dışında İnternet dizilerinde pekte bir kusur bulamadım.  (Siz “Buldum” diyorsanız parmaklarınız yorumlara)



Alt başlıklar olarak seksin, şiddetin, küfrün tv dizilerinde asla rastlayamayacağımız kanlı sahnelerin, ağızdan düşmeyen proların, sansürlenmeyen içki şişelerinin açık seçik gösteriliyor olması... Seyircinin “Sansürleyince anlamıyoruz” eleştirilerine set koyuyor. Pekte keyifli değil evet, azıcık eleştirsek iyi olurdu. Ama internet dizilerinin sansürle aralarının açık olması hikayenin gerçekle olan bağını güçlendiriyor. Eşsiz ve nefes kesen sahnelere şahit oluyorsun böylece.

Pek öyle derin bir araştırma yaptığım söylenemez. Fakat internetin son verilerine göre Türkiye’de çekilmiş 9 tane internet dizisi var. Bunlar sırasıyla; Adana Sıfır Bir (2016 Yapımı), Masum, Fi, Görünen Adam,7 Yüz, Sahipli (2017 Yapımı), Şahsiyet, Dudullu Postası, Dip (2018 Yapımı) diziler.

Hadi filmler hakkında kısa bir konu özeti geçirip üzerinde konuşmaya başlayalım.



Adana Sıfır Bir; Baya heyecanlı bir seri, Entrika, aksiyon, ihanet… Ve bununla beraber uyuşturucuya, kadın ticaretine ve mahalleliye sırtını dönenlere karşı amansız bir mücadeleye giren 5 arkadaşın hikayesi…

İzledim mi? Hayır. Tarz olarak beni biraz aşan bir film… Başrollerinin bu kadar amatör olduğu bir dizinin tutuyor olması büyük bir başarı ve merak uyandırıcı. İzlemekte fayda var.



Masum; Araştırılan bir cinayetin çerçevesinde gelişen sorunlu bir aile… Hikayenin başrolleri içime izleme dürtüsünü sokuyor. Haluk Bilginer kadar başarılı bir oyuncunun oynadığı filme önyargı besleyememek bile büyük bir önyargı. Buda onun başarısı. Başrollerde en az Bilginer kadar sağlam bir kadroya sahip; Nur Sürer, Ali Altay (Leyla ve Mecnun’un Mecnun’u), Okan Yalabık ( Hatırla Sevgili’nin Platonik aşığı Necdet) gibi akılda kalıcı bir sürü isim.

İzlemeye değer!



Fi: Ah işte bu anı çok bekledim. Hikaye boyunca karakterlerinden sık sık söz ettiğim ve biraz ayrımcılık yaptığım güzel bir seri. Azra Kohen’in Fi-Çi-Pi üçlemesinden uyarlanan film.

Psikolog olan Can Manay’ın adına tutku dediği saplantılı aşkı ve süregelen sırlarla birlikte mahfolan hayatları anlatan özgün bir yapıt.  Kadrosunun en az Masum kadar güçlü olması dikkatten kaçmıyor. Ozan Güven, Serenay Sarıkaya, Mehmet Günsür, Berrak Tüzünataç, Osman Sonat, Büşra Develi isimlerine sahip olan kadro, oyunculuklarıyla sık sık konuşulacak nitelikte. Size özünde kim olduğunuzu hatırlatan hayatlar ve müthiş bir başrol…

Can Manay’ın akılda kalıcı birkaç sözünü söylemek isterdim fakat sanırım çağımıza ve son yaşadıklarımıza en çok bu sözü uyacak;



“Ensest, taciz ve şiddet! En çok aile bireyleri arasında olur. Size biz bir aileyiz diyenlere güvenmeyin.”



Can Manay, bir Sadık Murat Kolhan sempatisi bırakamasa da, filmin adından daha çok telaffuz edilen bir karakter haline geldi.. Büyük başarı. Ben heyecan ve azimli hemen izleyiverdim. Şiddetle tavsiye de ederim.



Görünen Adam: Onur Ünlü’nün pek çok başarılı projesinden biri.

Leyla ile Mecnun dizisinden sonra adını sık sık duyduğumuz yönetmen bu sefer karşımıza Bilim Kurgu- Komedi karışık 17 dakikalık bir film olan Görünen Adamla çıkıyor. Filmin başrolünü adını Çukur’da tarihe Vartolu diye kazıyan Erkan Kolçak Köstendil üstleniyor. Köstendil’in başarısı gün geçtikçe artıyor. İyi bir oyuncu… Vartoluyla iyi bir çıkışta yapsa Ulan İstanbul’la akıllarımıza kazınan arabesk şarkılarını unutturmuyor.

Hikaye İstanbul’da yaşayan ve sadece aynada görünen adamların maceralarını konu ediyor. Kadro’da Osman sonat var, Mecnun’un Yavuz’undan vazgeçemiyor yönetmen.

Kısa, özgün bir niteliğe sahip olan film bir yayın organına bağlı değil, Youtube’dan sevenleriyle buluşuyor. İzlenme oranları ve sponsorlar desteğiyle de para kazanıyor. Zorlu ama güçlü!



7 Yüz: Adını hakkıyla veren filmlerden biri, 7 ayrı hikaye ve 7 ayrı yüz. Başrollerine bakmanız gereken oldukça kalabalık bir kadro, her bölümü sinema filmi kıvamında güzel bir seri…



Sahipli: Türk dizi tarihinin bilinen ilk korku temalı internet dizisi niteliğine de sahip olan film hafta da iki bölüm ve 60 dakika olarak yayınlanıyor. Yaşadığı felaketin etkisiyle yıllar sonra doğduğu köye doktor olarak dönmeye karar veren Büşra, geçmişi en az onunki kadar yaralı öğretmen Selim ile geri dönülmez bir yolculuğa çıkar. Gerilimi adım adım artan hikâyenin düğümü de, Selim ile Büşra’nın birbirlerini daha iyi tanımasıyla neredeyse çözülmez hâle gelir. Dizi, Zaman ayırmaya değmez mi sizce?



Dip: PuhuTv’nin son internet dizisi.

Sahir, intihar edenleri kurtarma görevinde olan bir polis, Yolu intiharın eşinde olan Bilge’ye düşüyor ve olayların ardı arkası kesilmiyor. Poyraz Karayel’le iyi bir çıkış yapan İlker Kaleli, adını Fatih Harbiye, Kara Sevda gibi AyYapım imzalı kaliteli filmler ve oyunculuğuyla duyuran Neslihan Atagül’le iyi bir ikili olmuş. Filme şöyle bir üstün körü baktım da tepkiler ve izlenme oranları oldukça iyi. Reytingi bol olsun.

Şahsiyet: Haluk Bilginer ve Cansu Dere, kulağa hoş gelen bir ikili. Hem de merak uyandırıcı.  Emekli adli katip Memuru Agah, Büro Amirliğinde çalışan Nevra’yla bir cinayet planı yapıyor peki ama neden? Yerimizden bol bol sıçrayıp, tırnaklarımızı dişleyeceğimiz, Bilginer oyunculuğunun başarısını ispatlayan güzel bir film.



Dudullu Postası: Leyla ile Mecnun, Beş Kardeşten sonra bir Onur Ünlü İmzası daha…

Film, Serkan Yılmaz’ın Türkiye’nin en çok satan karikatür ve mizah dergisi olan “Penguen” için çizdiği karikatür serisinden uyarlanıyor. Varoluşçuluk esintilerine ara ara rastladığımız serinin Başrollerinde Hazar Ergüçlü, Taner Ölmez gibi bilinen oyuncular yer alıyor. Daha önce Medcezir filminde sevgili olan ve halk tarafından sevilen ikili yeni filmlerinde pek yabancılık hissettirmiyor. Fragmanı “Bir vampir dizisi mi?” sorularıyla bizi sevindirse de İlk olma şerefini Yaşamayanlara kaptırıp, adından yine de sık sık bahsettiriyor. Onur Ünlü çektiyse vardır bir bildiği diyerekten başlanmalı bence.



Ve Yaşamayanlar,

Oturup üzerinden uzun uzun sohbet etmek istesem de, başlamayan bir film hakkında yapabileceğim en açık yorum, fragmanın beni heyecanlandırıyor olması. Kalıplaşmış film tarzlarından sıyrılıyor olmanın gururunu yaşamalıyız. Başrolleri kadar kurgusu ve oyunculuklarıyla konuşulmasını dileyerek sonlandırmak en güzeli…

Hiçbir filmi kötülemememden anladığınız üzere, internet dizileri çok tutuyor. İyi para kazanıyor. İyi bir kitleye sahip…

Sorularınız varsa yorumdayım.

Hoşça kalın!









Yorumlar

  1. Aslında internet dizileri veya tv de yayınlanan dizilere genel olarak baktığımızda gerçekliğe yakın olması açısından (hepsi için değil ama izlediklerim kadarıyla) sıfır bir dizisi haricinde çok samimi bulamıyorum. Yani evet dizilerin amaçları reyting oluşturmak dikkat çekmek tanınmak olabilir ama genelde kültür aktarımı aile kavramının ülkemizde hemen hemen yitirilmesiyle bu işi dizilere bırakıyor. Bu ister internet isterse tv dizisi olsun genç kitleye hitap edecek onları doğru yönlendirecek bir yapıyı görmedim. Halbuki bu veya buna benzer hem dikkat çekici hem de olunması gereken genel insan yapısını iyisiyle kötüsüyle tam gerçeklik çerçevesinde yansıtılması kültürünü aileden almayı tercih etmeyen veya kolay yönlendirilebilen insanlar için bir çıkış noktası olabilir. Haricinde tebrik ediyorum yeni yazılarını merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar