KATIR BONCUĞU

                                                           KATIR BONCUĞU



Sinemanın idealist Yönetmenlerinden Ahmet Uluçay’ın bir belgeselini izlemiştim haftalar önce, diyor ki; “Çekmez isem çıldıracaktım.” İşte tamda o ruh halinde, üniversite sürecinde gözlemlediğim bir konuyu değinmezsem çıldıracağım.
Bilirsiniz üniversite sürecinde bir sürü arkadaşlık kurar ve çoğuyla samimi olursunuz… Bu samimiyet sürer ya da sürmez, bir iniş ve çıkışınız illaki olur.
Aslında benim bugün değinmek istediğim şey, biz üniversite öğrencilerinden çok hayatta bir ideoloji belirlememiş, haftalar, aylar, yıllar geçtikçe yerinde saymış, bilmiyor ama biliyormuş gibi yapmış, topluma ayak uydurayım derken bocalamış, kendi olamamış, ot gelmiş ot gitmiş tüm kesime fark ettiklerimi anlatmak!
Konumuz başlıkta da değinmek istediğim gibi “Pasif Düşünce ve Tembellik” üzerine. Elbette bu kategoriye bende dahilim. Hayallerimize sahip çıkma konusunda ciddi problemler yaşıyoruz. Bir konu hakkında mükemmel bir fikre kapıldığımızda bunu yapabileceğimizden çok yapamayacağımız noktaları düşünüyoruz. Negatif düşünmeye, olabilitesi yüksek durumları bile çıkılmaz hale sokmaya o kadar alışmışız ki, fikirlerimize ve hayallerimize işte tam da bu nokta da setler koyuyoruz.
Bizim hatta yeryüzündeki herkesin kendini soktuğu en kötü durum bu! Yapabileceklerimizi görememek!
Radyo, Tv ve Sinema öğrencisiyim, 2.sınıfa geçtim ve hala fotoğraf çekme dışında bir halt beceremedim. Yaşıtlarım hatta benden yaşça küçük idealist bireylerin olduğunu görmek beni bir hayli de utandırmıyor değil. Ben size mükemmel işler yapın! Aklınıza gelen her işi faaliyete geçirin, fark atın demiyorum. Çünkü bu bir yarış değil, bu bir savaşta değil. Bu tamamen kendimize olan SAYGI!
Aklınıza getirdiğiniz şeyleri yapmaktan korkmayın! Ben artık korkmuyorum!
Yargılanmaktan, reddedilmekten, alay edilmekten de korkmayın!
Bir yerde duymuştum. Bir adam çocuğuyla bir gün bir yere gidiyor yanlarında eşekleri de var. Eşeklerinin yanında yürüyerek köyün içinde ilerliyorlar. Köylüler hemen dedikoduya başlıyor ve şöyle diyorlar;
-“Ne aptal adam! Eşeği var ama yürüyerek gidiyor.”
Adam bunu duyuyor ve düşünüyor. Gerçekten aptal gibi hissediyor ve bir dahaki sefer tekrar köyden geçerken eşeğin üzerine biniyor. Köylüler yine dedikoduya duruyor ve şöyle diyorlar;
-“Ne bencil adam! Kendisi eşeği binmiş paşa paşa gidiyor, oğlunu da yürütüyor!”
Adam bu seferde utanmış ve köylünün diline daha çok laf vermemek için üçüncüsünde oğlunu da eşeğe bindirip öyle geçiyor.  Köylüler bu durur mu? Başlıyorlar yine dedikoduya ve şöyle diyorlar;
-“Ne vicdansız adam! Oğlunu da almış küçücük eşeğe biniyor!”
Buradan da anladığınız gibi ne yaparsanız yapın, eleştirilmekten kaçamayacaksınız, insanların diline düşmekten asla kurtulamayacaksınız. Sorunumuz da bu zaten!
İNSANLAR NE DER?
İnanın bana yargılayan ve bir halta yaramamış insanların eleştirilerine maruz kalmaktan ölene kadar kurtulamayacaksınız! Çünkü onların hayat boyu yaptığı tek şey başkalarının fikirlerini ve hayallerini baltalamak, ideallerinizi, mutluluk planlarınızı, hayallerinizi ve fikirlerinizi kimseye göre şekillendirmeyin ve beşinci kez dediğimiz gibi KORKMAYIN!

Pasif Düşünen, düşündüğünü faaliyete geçiremeyen tembel insanlardan olmayın! Çünkü inanın bana hayallerinizi gerçekleştirmeden mutlu olamaz ve mutlu olmadıkça da mutlu edemezsiniz.


Yorumlar

  1. Çok haklısınız. İnsan bulunduğu duruma, konuma, yaşa, statüye vs. göre hareket etmek zorunda hissediyor çoğunlukla ve bütün bunlar bazı ayrıcalıklı insanlar dışında hep kısıtlamalar getiriyor. Bunun yanında bir de erteleme hastalığı var. Tembellikle eleştiri korkusunun karışımı gibi bir şey. Bunlardan kurtulmanın bir yolu var mıdır acaba? Yani, yazınızdaki gibi "denemekten korkma" gibi sözler motive edici olsa da pratikte işe yaradığı şüpheli. Oldu bittiye mi getirmek lazım acaba ya da kendini kandırmak hatta başkalarını kandırmak mıdır harekete geçip bir şeyler yapmanın yolu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Şah,
      Yorumun için öncelikle teşekkür ederim. Biz keyfine düşkün bir toplumuz, rahatimizi bozacak şeyleri yapmamak daha cazip geliyor. Sonuçlar bile bazen önemli olmuyor. Toplum en büyük engel gibi görünse de iş yine de kişi de bitiyor işte. Yapıcı ve girişken olmaktansa. Tembel ve pasif düşünmeye daha cok meyilliyiz. Potansiyeli yüksek, kani taze insanlariz fakat düşüncelerimizi aktifleştirmek konusunda maalasef ki pek iyi değiliz.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar